Türkiye Zeka Vakfının ODTÜ Eğitim Fakültesi iş birliğiyle ve Turkcell ile Uğur Okularının ana sponsorluğuyla düzenlediği V. Zeka ve Yetenek Kongresi tamamlandı.
Kongre Türkiye’nin zekâ ve yetenekle ilglili alanlarda çalışan akademisyenleri, görev yaptıkları okulları dönüştüren öğretmenleri, pek çoğu geleceğin öğretmenleri olacak öğrencileri ve kendi çocukları için en iyisini isteyen aileleri bir araya getirdi.
Türkiye’nin zekâ ve yetenek ile ilgili bu en kapsamlı kongresinde 41 konuşmacı, bin kadar katılımcıya seslendi. Konuşmalara paralel olarak uzmanlar yönetiminde dar katılımlı on atölye çalışması yapıldı. Organizasyonda Türkiye Zeka Vakfının 49 gönüllüsü görev yaptı.
Ferhunde Öktem’in dillendirdiği biçimiyle “Ne Yapsak?” sorusu ise kongredeki tüm konuşmaların arka planında yer aldı. Bu bakımdan kongrenin dikkat çeken bir yönü, konuşmacıların hemen hepsinin eğitime ve başarıya dair pek çok yaygın kabulü sorgulaması oldu. Mehmet Auf’un Türkiye’de standart kabul edilen başarı formülleriyle nasıl hatalı seçimlere yönlendirildiğini anlattığı konuşması, iki gün boyunca işlenen bu temanın en somut örneğini oluşturdu.
Türkiye’nin çeşitli eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin ve eğitim yöneticilerinin konuşmaları ise eğitimin sadece öğrencilerin değil tüm toplumun dönüşümünde oynadığı rolü gösteren canlı örnekler oldular. Özellikle iki köy öğretmeni, Cevat Ayna ve Dilek Livaneli, aktardıkları deneyimleriyle salona umut verdiler.
Kongrenin son sözünü, Türkiye Zeka Vakfı adına Ziya Selçuk söyledi. Selçuk “Çocuğu ölçme şevhetinden vazgeçmek lazım. Öğretmeni, ebeveyni hiç kimseyi ölçmüyoruz, gücümüz çocuğa yetiyor” dedi. “Madem sınavları kaldırmayı konuşuyoruz; bir arkadaşın önerisi var, KPSS’yi kaldıralım herkes en yakın işe girsin” diyen Selçuk’un espirili ve eleştirel dili sadece Türkiye Zeka Vakfının değil belki de bütün salonun düşüncelerini ve kaygılarını yansıttı. Katılımcılar Kongreden yenilenmiş bir umutla ve heyecanla ayrıldılar.
Beş yıldır bu kongreleri düzenlerken desteklerini gördüğümüz tüm kişi ve kurumlara, değerli görüşlerini bizimle paylaşan konuşmacılara, kongremizi büyük bir heyecanla takip eden ve bizlere de heyecan aşılayan katılımcılara ve organizasyonun en iyi şekilde gerçekleştirilmesi için yoğun çaba gösteren gönüllülerimize bir kez daha teşekkür ederiz.
2018’de yeni bir Zeka ve Yetenek Kongresinde görüşmek üzere…
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi
Çankaya, Ankara
4-5 Kasım 2017
Cumartesi, Pazar
Türkiye’de ilk defa Uğur Okullarında uygulanan erkenSTEM yaklaşımı, okul öncesi ve ilkokul kademesinde sorgulayan, analitik düşünen, yaratıcı ve iletişim becerileri yüksek nesiller yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Turkcell Zekâ Küpü tarafından düzenlenecek atölyede eğitmenlere, kodlama ve robotik öğretiminin pedagojik ve akademik etkileri ile kapsayıcı bir eğitim için uzaktan eğitimin önemi konuları anlatılacak. Maker ve kodlama kiti ile öğrencilerin neler ortaya [..]
Bütün çocuklar, bireysel ilgileri, kapasiteleri doğrultusunda öğrenir. Özellikle bazı kritik yaş dönemleri vardır ki ‘okul öncesi dönemdeki çocuklar bu gruba örnektir’, bu yaştaki küçük çocuklar, çok hızlı öğrenirler.
Bu atölye çalışması gerçek öykülerin yaşadığımız yerin, Dünya’nın neresinde olursa olsun, “özel” olduğunu –anlattığına dairdir. “Öyküler bizi söyler” atölye çalışmasının amacı, dört ülkenin (Türkiye, İtalya, İngiltere, Slovenya) gerçek öykülerinden alınacak…
Bir çocuk, diyelim ki, 9 yaşında. Sınıfta oturuyor, önünde bir matematik problemi var. Herkes sessiz. Duvarlardan çarpıp gelen kurşun kalem sesleri kalp atışını daha da hızlandırıyor. Herkes mi biliyor? Yoksa, kağıda öylesine bir şeyler mi karalıyorlar?
Türkiye’de inovasyon kelimesinin kendisine en uygun anlam bulduğu yer, İrfan Sayar’ın “Zihni Sinir” karakterinin ortaya koyduğu projelerdedir.
Çocuklar bilim yaparken kendilerinden bir şey bulmadıkça, neden ve ne için yaptıklarını bilmedikçe, kendilerini yaptıklarının bir parçası olarak hissetmedikçe bilimi içselleştirmekte güçlük çekerler. Neden bilim yaptığını bilen bireyler ise araştırmacılığı…
21. yüzyıl becerileri arasında yer alan ve öğrenci başarısının bütünleyici bir bileşeni olarak görülen yaratıcı düşünme, farklı açılardan bakabilmek, sunulan bilginin, çizilen sınırların, geleneksel düşünme biçimlerinin ötesine geçebilmek, özgün ürünler ortaya çıkarabilmek…
Çocukların zekâ gelişiminde, okul öncesinden başlayan okuma alışkanlığının değeri araştırmalarla kanıtlanmıştır. Erken yaşlarda kitaplarla tanışan çocukların, çok boyutlu düşünme becerisi ile zihinsel yetenekleri artmakta ve bu beceri onların…